Türkiye'de Et Fiyatlarında Kriz 

Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solakoğlu'nun açıklamaları, Türkiye'deki et fiyatları ve süt üreticilerinin karşı karşıya olduğu sorunlar konusunda uyarıcı bir nitelik taşıyor. Solakoğlu, et fiyatlarının düşüşünün sürdürülebilir olması için süt fiyatlarının artırılması gerektiğini belirtirken, piyasada meydana gelebilecek dalgalanmalara karşı kritik adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Et fiyatlarının mevcut düzeyde korunmasının ithalat sayesinde gerçekleştiğine dikkat çeken Solakoğlu, ithalatın kesilmesi durumunda fiyatların hızlı bir şekilde iki katına çıkabileceğine dair çarpıcı bir uyarıda bulundu.

Türkiye’de et piyasasında dengenin korunması için ithalata bağımlılık arttı. Ancak ithalatla baskılanan fiyatlar, süt üreticilerini zorlu bir sürece sokuyor. Süt fiyatlarının maliyetlerin altında kalması, birçok üreticinin sürdürülebilir bir gelir elde edememesi anlamına geliyor. Bu durum, üreticileri ekonomik olarak zor bir pozisyona sokarken, sektördeki üretim dengesi de bozulmaya başlıyor. Et ve süt piyasasındaki bu sorunlar, tüketici fiyatlarına doğrudan yansıyacak bir tehdit oluşturuyor.

İthalat Politikasının Etkisi ve Olası Fiyat Artışı

Sencer Solakoğlu, ithalat politikasının önemine vurgu yaparken, dışa bağımlılığın artmasıyla fiyatların geçici olarak sabit tutulduğunu ifade ediyor. Ancak bu dengenin korunmasının tamamen ithalata dayalı olması, yerli üreticilerin maliyet baskısı altında ezilmesine neden oluyor. Solakoğlu'na göre, ithalatın herhangi bir sebepten ötürü kesilmesi durumunda Türkiye'de et fiyatları kısa sürede iki katına çıkabilir. Böyle bir durumda üretici maliyetlerinin üstünde bir fiyat oluşacağı gibi, tüketiciler de et fiyatlarındaki ani yükselişten büyük ölçüde etkilenecektir. Süt fiyatlarının arttırılması, hem üreticilerin gelirlerini dengelemek hem de piyasada istikrar sağlamak adına elzem bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Süt üreticilerinin sürdürülebilir bir yapıya kavuşması, et fiyatlarının ithalat olmadan dengede tutulabilmesine katkı sağlayacaktır. Ancak, bu noktada devlete büyük bir görev düşüyor; hem destekleyici politikalarla yerli üretimi güçlendirmek hem de ithalat bağımlılığını azaltarak üreticiyi koruyacak bir sistem oluşturmak gerekiyor.

Süt Üreticilerinin Karşılaştığı Ekonomik Zorluklar

Süt üreticileri, artan enflasyon ve yükselen maliyetler nedeniyle büyük sıkıntılar yaşıyor. Solakoğlu, mevcut çiğ süt fiyatının üretim maliyetlerinin altında kaldığını ve bu durumun üreticiyi hayvanlarını kesmeye zorladığını belirtiyor. Bu sadece süt üretimini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda et arzını da tehdit ediyor. Üreticilerin kazanç elde etmekte zorlanması, sektörde bir domino etkisi yaratarak hem süt hem de et fiyatlarında dengesizliklere yol açabiliyor.

Maliyetlerin altında kalan süt fiyatları, üreticileri farklı yollara yönlendiriyor. Çiğ süt fiyatının düşüklüğü nedeniyle birçok üretici, hayvanlarını satmayı ya da kesime göndermeyi tercih ediyor. Bu durum, süt üretiminin azalmasına neden olurken, et arzında da bir daralmaya yol açabiliyor. Solakoğlu, bu sorunun çözülmesi adına süt fiyatlarının girdi maliyetlerine göre artırılması gerektiğini savunuyor. Bu sayede hem üreticiler daha adil bir kazanç elde edebilir hem de sektörde üretim devamlılığı sağlanabilir.

Çiftçiye Hibeli Tohum: 33 Ton Tohum Dağıtıldı! Çiftçiye Hibeli Tohum: 33 Ton Tohum Dağıtıldı!

Uzun Vadeli Çözüm Destekleyici Politikalar ve Üretim Dengesinin Sağlanması

Türkiye’de et ve süt sektörü, yalnızca üreticilerin değil aynı zamanda tüketicilerin de etkilendiği ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Sektördeki uzmanlar, süt fiyatlarının artırılmasının hem üretici hem de tüketici için uzun vadeli bir fayda sağlayacağını ifade ediyor. Ancak, bu düzenlemelerin enflasyona etkisi ve tüketicilere yansımaları konusunda çeşitli görüşler de mevcut. Solakoğlu, devlet desteği ile süt fiyatlarının maliyetlere uygun bir şekilde düzenlenmesinin, sektörde sürdürülebilir bir üretim modeli oluşturulmasında kritik bir adım olacağını belirtiyor.

Özellikle ithalat politikasının gözden geçirilmesi, yerli üretimin desteklenmesi ve maliyetlerin karşılanması için üreticilere teşvikler sağlanması gibi çözümler, sektörün geleceği açısından önem arz ediyor. Türkiye’nin süt ve et piyasasında kendi kendine yeterlilik ilkesine yönelmesi, hem üreticiyi hem de tüketiciyi uzun vadede koruyacak bir adım olarak değerlendiriliyor.

Kaynak: Haber Merkezi