Sigortacılık Sektörünü Bekleyen Ek Yük
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) tarafından gerçekleştirilen basın toplantısında, asgari ücretin yüzde 30 artması durumunda sigorta şirketlerinin karşı karşıya kalacağı maliyetler ele alındı. Trafik sigortasında bedeni tazminat ödemelerinin hesaplanmasında asgari ücrete bağlı yöntemlerin kullanılması nedeniyle bu artışın sigorta şirketlerine 20 milyar liralık ek yük getireceği açıklandı. Sektör temsilcileri, ilk altı ayda trafik sigortasında 24 milyar lira zararın oluştuğunu vurguladı. TSB Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken, kazaların yüzde 95’ini etkileyen düşük bir araç grubunun neden olduğu maliyet yükünün, geri kalan sürücülere yansıtıldığını belirtti. Bu durumun ortadan kaldırılmasıyla trafik sigortası primlerinin düşebileceğine dikkat çekildi.
Ölken, trafik sigortasının yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Mevcut sistemde kaza oranlarının sadece yüzde 4 gibi bir dilimi oluşturduğunu, buna rağmen tüm sigortalıların yüksek primlerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Sigorta sektöründe serbest tarife uygulamasına geçilmesinin, hem adil bir primlendirme sistemi oluşturulması hem de maliyetlerin kontrol altına alınması açısından önemli bir adım olacağı belirtildi. Ayrıca sektör temsilcileri, zorunlu sigorta branşlarında daha etkili çözümler üretmek gerektiğini ve sigortacılığın yalnızca trafik sigortası ile anılmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
Sigorta Sektörünün 2030 Hedefleri ve Ekonomiye Katkısı
TSB Başkanı Uğur Gülen, sigorta sektörünün 2030 yılına kadar prim üretimini iki katına çıkarma hedefi taşıdığını açıkladı. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde prim üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 74 artarak 570 milyar lirayı aştığını ifade eden Gülen, sektörün ekonomiye sağladığı 1,5 trilyon liralık fonla Türkiye’nin en büyük kurumsal yatırımcısı konumunda olduğunu belirtti. Bu başarıya zorunlu branşlardaki penetrasyon oranlarının artırılmasıyla ulaşılabileceğini söyledi. Örneğin, kasko sigortasında sigortalılık oranının yüzde 25’ten yüzde 40’a çıkarılması, bireysel emeklilik sisteminde (BES) yeni teşviklerle sözleşme sayısının artırılması gibi hedefler üzerinde çalışıldığını belirtti.
Gülen, sektörün risk yönetimi konusundaki yetkinliğini artırarak daha fazla birey ve kuruma ulaşmayı hedeflediklerini ifade etti. Özellikle Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) gibi projelerin sosyal güvenlik sistemini destekleyecek şekilde tasarlandığını ve emeklilikte gelir kaybını telafi etmenin yanı sıra yaşam standartlarını koruyacak bir yapı sunduğunu dile getirdi. BES’in 21 yıllık geçmişine bakıldığında, enflasyonun üzerinde getiriler sağlayarak tasarruf aracı olarak güven kazandığını vurguladı. Türk sigorta sektörünün geleceği için BES fon çeşitliliğinin artırılmasının önemine de dikkat çekildi.
Doğal Afet Sigortalarında Yeni Yaklaşımlar ve Reform İhtiyacı
Türkiye’de doğal afetlere yönelik farkındalığın Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra arttığını belirten TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı, zorunlu deprem sigortasının kapsamının genişletilerek tüm doğal afetleri kapsayacak bir yapı haline getirilmesinin değerlendirildiğini açıkladı. Bu dönüşümün, sigorta sektörünün hem bireyler hem de işletmeler için daha geniş bir koruma alanı sunmasını sağlayacağı ifade edildi. Obalı, iş yerlerinin depreme dayanıklı hale getirilmesinin önemine vurgu yaparak, doğru teminatlarla depreme karşı hazırlıklı olunmasının gerekliliğini dile getirdi.
Sigorta sektörünün uluslararası güvenilirliğine ilişkin bilgiler de toplantıda paylaşıldı. TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Baden-Baden Reasürans görüşmelerinde uluslararası reasürörlerle olumlu bir atmosferde gerçekleştirilen toplantılara dikkat çekti. Türkiye sigorta piyasasına olan güvenin artmaya devam ettiğini ifade eden Yaşar, özellikle Körfez bölgesindeki reasürörlerin Türkiye ile iş birliğine sıcak baktığını belirtti. Ayrıca Zorunlu Afet Sigortası gibi alanlarda küresel deneyimlerden faydalanarak yenilikçi çözümler üretme hedefi ortaya kondu.
Toplantıda yapılan açıklamalar, Türk sigorta sektörünün hem ulusal hem de uluslararası arenada güçlü bir konumda olduğunu, ancak trafik sigortası gibi sorunların çözülmesiyle daha etkin bir yapıya kavuşabileceğini gösterdi. Sektörün geleceği, yenilikçi yaklaşımlarla risk yönetimini daha kapsayıcı hale getirmek ve ekonomiye katkısını artırmak üzerine şekilleniyor.