Gündem

Türkiye İhracatında Rekor: Teknoloji Satışları Zirvede!

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatının 10 milyar dolara yaklaştığını duyurarak ülkenin ekonomik ve teknolojik hedeflerine dair önemli açıklamalarda bulundu.

Abone Ol

Türkiye’nin Yüksek Teknoloji İhracatında Büyük Yükseliş

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin yüksek teknoloji ihracatının 10 milyar dolara yaklaştığını duyurarak ülkenin ekonomik ve teknolojik hedeflerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Kacır, Türkiye’nin orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının 2022 yılında rekor seviyeye ulaşarak 97,3 milyar dolara çıktığını, 2023’ün ilk 9 ayında ise 73,4 milyar dolara ulaştığını ifade etti. Bakan, Türkiye'nin dünya piyasasında rekabetçi bir konumda yer almak adına teknoloji yatırımlarına devam ettiğini, ekonomik büyüme için güçlü bir altyapı oluşturduğunu belirtti.

Sanayinin Dönüşümündeki Stratejik Hedefler

Son yıllarda Türkiye, üretim ve ihracatını artıracak şekilde sanayisini dönüştürmek üzere çeşitli stratejik adımlar atıyor. Bakan Kacır, ülkenin milli gelirinin 2002'den bu yana 238 milyar dolardan 1,1 trilyon dolara yükseldiğine dikkat çekerek, Türkiye'nin yıllık ortalama %5,4 büyüme oranı ile dünya sıralamasında 11. en büyük ekonomi konumuna ulaştığını vurguladı. Bu büyüme sürecinde kimya, ilaç-tıbbi cihaz, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları gibi yüksek teknolojiye dayalı sektörler, Türkiye’nin sanayi ihracatındaki lokomotif sektörler olarak öne çıkıyor. Bu alanlarda üretim kalitesinin artırılması ve verimliliğin yükseltilmesi için önemli yatırımlar yapılarak katma değeri yüksek ürünlerin ihracat hacmi genişletiliyor.

Sanayi politikalarının odağında, yalnızca üretim ve ihracatın artırılması değil, aynı zamanda beşeri sermayenin güçlendirilmesi de yer alıyor. Türkiye, genç nüfusunu yüksek teknoloji alanında yetiştirerek ülke ekonomisine entegre ediyor ve bu stratejiyle istihdamı güçlendirmeyi hedefliyor. Bakan Kacır, bu doğrultuda, sanayi ve teknoloji alanlarında eğitim ve araştırma altyapısının güçlendirildiğini ve özel sektöre yönelik teşviklerin sağlandığını belirtti.

2025 Yılı ve Yeni Teşviklerle Desteklenen Hedefler

Türkiye, yüksek teknoloji üretim ve ihracatını sürdürülebilir hale getirmek amacıyla 2025 yılı için hedeflerini belirlemiş durumda. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, Türkiye’nin orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat sanayi ihracatındaki payının %44 seviyesine yaklaşması bekleniyor. Bakan Kacır, 2024 yılında bu ihracatın 104 milyar dolara ulaşmasının, 2025 yılı için ise 117,1 milyar dolar gibi daha büyük bir hedefin olduğunu açıkladı. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için yeni teşvik programları ve küresel üretim üssü haline gelen OSB'lerin kapasitesi genişletilerek, teknoloji odaklı projeler için gerekli destekler sağlanıyor.

Kacır, Türkiye'nin sanayisini dijital dönüşümle uyumlu hale getirecek projelere de değindi. OSB ve teknoparkların sayısının artması, yeni endüstri bölgelerinin kurulması gibi yatırımlar, yüksek teknoloji ürünlerin geliştirilmesi ve üretilmesi için sağlam bir altyapı sunuyor. Özellikle dijital dönüşüm odaklı projelere verilen destekler, büyük veri, nesnelerin interneti, yapay zeka gibi dijital alanlardaki projelere finansal ve lojistik imkanlar sağlayarak Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının çekim merkezi haline getirme amacını taşıyor. Bakan Kacır, bu dönüşüm için gerekli tüm adımları atmaya kararlı olduklarını ve Türkiye'yi yüksek teknoloji yatırımlarında dünyanın önemli bir merkezi yapmayı hedeflediklerini belirtti.

Türkiye’nin sanayi ve teknoloji alanında kat ettiği bu önemli mesafeler, yüksek teknolojili ürünlerin ihracatındaki artışla kendini gösteriyor. Özellikle savunma sanayisi gibi stratejik sektörlerde yıllık 9,1 milyar doları aşan bir ihracat rakamı elde edilmesi, ülkenin kendi teknolojisini üretme kabiliyetinin gelişmiş olduğunu kanıtlıyor. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye’nin ihracat hedefine ulaşması için teknoloji tabanlı yatırımlar, uluslararası rekabet gücünü artıracak, sürdürülebilir bir sanayi modeli inşa edecek ve Türkiye'yi dijital çağda daha güçlü bir konuma taşıyacaktır.