DİSK-AR’ın Geniş Tanımlı İşsizlik Analizi
DİSK-AR tarafından yayımlanan son rapor, geniş tanımlı işsizlik oranlarının pandemi dönemindeki seviyelere yaklaştığını gözler önüne serdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin detaylı bir analizine dayanan araştırmada, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısının Kasım 2024 itibariyle 11 milyon 436 bin kişiye ulaştığı bildirildi. Özellikle resmi işsizlik oranıyla geniş tanımlı işsizlik oranı arasındaki fark, işsizlik meselesinin boyutlarını daha net bir şekilde ortaya koyuyor.
Dar ve Geniş Tanımlı İşsizlik Oranlarındaki Göze Çarpan Farklılıklar
Raporda, 2022, 2023 ve 2024 yıllarını kapsayan Kasım dönemlerindeki dar ve geniş tanımlı işsizlik oranları arasındaki farklılıklar ayrıntılarıyla incelendi. 2022 Kasım ayında dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,2 seviyesindeyken resmi işsiz sayısı 3 milyon 563 bin olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 20,8, geniş tanımlı işsiz sayısı da 7 milyon 867 bin olarak belirlendi. 2023 Kasım ayında dar tanımlı işsizlik oranının yüzde 9,0‚ geniş tanımlı işsizlik oranının ise yüzde 22,6 seviyesinde olduğu gözlemlendi. Bu veriler resmi işsiz sayısının 3 milyon 133 bin, geniş tanımlı işsiz sayısının ise 8 milyon 666 bin olduğunu ortaya koydu.
Son olarak 2024 Kasım ayı verileri, dar tanımlı işsizlik oranını yüzde 8,6 ve resmi işsiz sayısını 3 milyon 73 bin olarak ortaya koyarken, geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 28,2‚ geniş tanımlı işsiz sayısının ise 11 milyon 436 bine yükseldiğini gösterdi. Görülüyor ki, resmi işsizlik oranının düşmesine rağmen geniş tanımlı işsizlikte ciddi bir artış yaşanıyor. Bu durum, işsizlikle mücadelede daha kapsamlı bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koyuyor.
Son Dönemde Genişleyen İşsizlik Uçurumu
Araştırmaya göre, 2022’den 2024’e kadar olan süreçte dar ve geniş tanımlı işsizlik arasındaki uçurum giderek artmıştır. 2022 yılında bu iki oran arasında 10,6 puan fark varken, 2024 itibariyle bu fark 19,6 puana kadar çıkmıştır. Bu durum, özellikle çalışma yaşındaki bireylerin iş piyasasından çekilmesine yol açan ekonomik ve sosyal faktörlerin artışına işaret ediyor. Resmi verilerin, genellikle dar tanımlı işsiz sayısı üzerinden açıklamaları, işsizlik sorununu tam anlamıyla yansıtmakta yetersiz kalıyor. Geniş tanımlı işsizlik, çalışmak isteyen ancak cesaretini kaybetmiş bireyleri ve eksik istihdamda olan kişileri de kapsadığı için daha gerçekçi bir tablo sunuyor.
Son iki yılda, dar tanımlı işsiz sayısında 491 bin kişilik bir azalma olmasına rağmen, geniş tanımlı işsiz sayısında 3 milyon 569 bin kişilik dramatik bir artış yaşanmıştır. Bu artış, özellikle ekonomik krizlerin etkisiyle şiddetlenen kayıt dışı çalışma ve çalışma arzusunu kaybeden bireylerin sayısındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkmış olabilir.
Gelecek Dönemde Çözüm Bekleyen Kritik Sorunlar
DİSK-AR raporunda, geniş tanımlı işsizliğin artışına dikkat çekilirken, bu sorunun derinleşen ekonomik ve sosyal yansımalarına da vurgu yapılmıştır. İşsizlik oranlarının pandemi seviyelerine yaklaşması, sınırlı ekonomik toparlanma, enflasyon ve yaşam maliyetlerindeki artış gibi unsurların iş piyasası üzerindeki etkilerinin devam ettiğini göstermektedir.
Raporda yer alan veriler, sadece işsizlik oranlarını azaltmayı değil, aynı zamanda istihdam yaratma, kayıt dışı istihdamı azaltma ve çalışma koşullarını iyileştirme gibi politikaların bir arada uygulanmasının gerekliliğini gösteriyor. İşsizlikle etkili bir mücadele için özellikle geniş tanımlı işsizlerin sisteme dahil edilmesi, sosyal destek mekanizmalarının iyileştirilmesi ve kadın istihdamını artıracak önlemlerin alınması büyük önem taşıyor.
Bu noktada, uzun vadeli ekonomik stratejiler kadar, bireylerin sosyal ve psikolojik destek mekanizmalarına erişimlerini artıracak çalışmaların da hayata geçirilmesi önemlidir. Aksi halde, işsizlik sadece ekonomik değil, toplumsal uyum ve refah üzerinde de olumsuz etkiler yaratmaya devam edecektir.