Cari Açığı Azaltmanın Yolları

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası’nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, Türkiye’deki enflasyon ve cari açık sorunlarına çözüm önerileri sundu. TÜİK’in açıkladığı 2024 Kasım ayına ait perakende satış verileri ve sanayi üretimi endekslerini değerlendiren Kara, mevcut ekonomik tablonun sürdürülemez olduğunu belirterek, enflasyonu ve cari açığı kalıcı olarak azaltmanın yollarına dikkat çekti. Prof. Dr. Kara’nın analizleri, ekonomik göstergeler ışığında, üretim ve tüketim dengesine odaklanan bir yaklaşım sunuyor.

Ekonomik Veriler Ne Anlatıyor?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2024 Kasım ayına ilişkin perakende satış hacmi endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,4 oranında artış kaydetti. Aynı dönemde perakende ticaret cirosu yüzde 54,8 oranında büyüdü. Bu artış, tüketim tarafında güçlü bir ivme olduğuna işaret ederken, aynı döneme ait sanayi üretimi verileri farklı bir tablo ortaya koyuyor. Sanayi üretim endeksi, aylık bazda yüzde 2,9 oranında artarken, yıllık bazda ise sadece yüzde 1,5 oranında bir artış gösterdi. Bu veriler, Mart 2023’ten bu yana sanayi üretimindeki en hızlı aylık yükselişe işaret etse de yıllık bazda üretimdeki büyüme oldukça sınırlı kaldı.

Prof. Dr. Hakan Kara, bu iki göstergeyi karşılaştırarak tüketim artışının üretimle aynı hızda gerçekleşmediğine dikkat çekti. Sanayi üretiminin son üç yıldır yatay seyrettiğini belirten Kara, buna karşılık perakende satışların yüzde 66 oranında arttığını vurguladı. Bu durum, ekonomik dengenin bozulduğunu ve uzun vadede enflasyon ve cari açık gibi sorunların daha da derinleşebileceğini ortaya koyuyor.

Üretim ve Tüketim Dengesizliğinin Sonuçları

Prof. Dr. Hakan Kara’nın paylaştığı grafikte, son üç yılda sanayi üretiminin neredeyse yerinde sayarken, tüketimin hızla arttığı açıkça görülüyor. Kara, bu dengesizliğin enflasyonu ve dış açığı kalıcı olarak kötüleştirebileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Üretim yetersizliği, ithalat bağımlılığını artırarak cari açığın büyümesine neden oluyor. Aynı zamanda, talebin arzı aşması, fiyatların hızla yükselmesine yol açarak enflasyonu daha da körüklüyor.

Kara’nın değerlendirmelerine göre, üretim ve tüketim arasında sağlıklı bir denge kurulmadıkça Türkiye ekonomisinin temel sorunlarını çözmek mümkün değil. Tüketim artışının, üretimle desteklenmesi gerektiğini ifade eden Kara, aksi takdirde sürdürülebilir bir ekonomik modelin oluşturulamayacağını belirtiyor. Bu durum, uzun vadede ekonomik büyümenin yavaşlaması ve dış finansman ihtiyacının artması gibi sorunları beraberinde getirebilir.

Ekonomik Reformlar ve Çözüm Önerileri

Prof. Dr. Kara’ya göre, enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alabilmek için öncelikle üretim kapasitesinin artırılması gerekiyor. Bu, hem iç talebi karşılayacak düzeyde mal ve hizmet üretimini sağlamak hem de ithalat bağımlılığını azaltarak cari açığı düşürmek açısından kritik bir adım. Özellikle sanayi üretiminin desteklenmesi, teknolojik yatırımların artırılması ve ihracatı teşvik eden politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Aynı zamanda, tüketim tarafında da daha ölçülü bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği ifade ediliyor. Kara, kredi genişlemesi gibi tüketimi teşvik eden politikaların, üretim artışıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini savunuyor. Üretim kapasitesini aşan bir tüketim, ekonomide kırılganlık yaratırken, bu durum enflasyonist baskıları da artırıyor.

Türkiye’nin Otomotiv Yan Sanayisi Dünya Sahnesinde: İhracatta Tarihi Zirve! Türkiye’nin Otomotiv Yan Sanayisi Dünya Sahnesinde: İhracatta Tarihi Zirve!

Türkiye’nin ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak için üretim ve tüketim arasındaki dengesizliği gidermesi gerekiyor. Prof. Dr. Hakan Kara’nın değerlendirmeleri, ekonomik göstergelerin doğru analiz edilmesi ve politika yapıcıların buna uygun adımlar atması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu adımlar, yalnızca mevcut ekonomik sorunları çözmekle kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin uzun vadeli ekonomik büyüme ve refah hedeflerine ulaşmasını da destekleyecektir.

Kaynak: Haber Merkezi