İşsizlik Grafiği Artıyor

Son yıllarda Türkiye'de üniversite mezunlarının işsizlik oranları önemli bir artış göstermektedir. Bu durum, yükseköğretimli bireylerin iş gücü piyasasına katılımda zorlandığına ve eğitimle istihdam arasındaki dengenin giderek bozulduğuna işaret etmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan 2024 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre, iş gücü katılımı ve istihdam oranları, eğitim durumu ile paralel bir seyir izlemekte ancak üniversite mezunlarının işsizlik oranlarındaki yükselme, dikkat çekici bir soruna işaret etmektedir.

Eğitim Durumuna Göre İşgücü Katılımı ve İstihdam Oranları

İşgücüne katılım ve istihdam oranları, bireylerin eğitim düzeyine göre değişkenlik göstermektedir. Yükseköğretim mezunları, işgücüne katılımda en yüksek oranı temsil ederken, mesleki ve teknik lise mezunları da güçlü bir katılım oranına sahiptir. Lise mezunları ise bu oranla geride kalarak yüzde 50 seviyelerinde kalırken, lise altı eğitim alanlar bu oranı daha da aşağılara çekmektedir. Bu durum, Türkiye'deki eğitim seviyelerinin işgücüne katkı sağlama konusunda hala belirleyici bir faktör olduğunu gösterse de, her eğitim seviyesinde son yıllarda artışlar yaşanmıştır. Ancak bu artış, işsizlik oranlarının da yükselmesine yol açmaktadır.

Piyasalarda Büyük Dönüşüm: Trump’ın Göreve Başlaması ve TCMB’nin Kritik Faiz Kararı Ekonomiyi Sarsacak! Piyasalarda Büyük Dönüşüm: Trump’ın Göreve Başlaması ve TCMB’nin Kritik Faiz Kararı Ekonomiyi Sarsacak!

İşsizlik Oranlarında Üst Sıralarda Lise Mezunları ve Üniversite Mezunları

İşsizlik oranları, eğitim düzeyine göre farklılıklar göstermektedir. TÜİK verilerine göre, en yüksek işsizlik oranı lise mezunlarında görülmektedir. Lise mezunları, yüzde 10,9'luk bir işsizlik oranı ile en yüksek oranı oluştururken, yükseköğretim mezunları ise yüzde 10,3 ile ikinci sıradadır. Bu da, yükseköğretim diplomasına sahip bireylerin iş bulma konusunda zorluk yaşadıklarını ve iş piyasasında yeterli fırsatların bulunmadığını ortaya koymaktadır. Mesleki veya teknik lise mezunlarında işsizlik oranı yüzde 9,8 olarak kaydedilirken, lise altı eğitimlilerin işsizlik oranı yüzde 6,9'dur. Okur-yazar olmayan bireylerin ise işsizlik oranı oldukça düşük kalmakta ve yüzde 4,4 seviyelerindedir.

Genç Nüfusta Eğitimde ve İstihdamda Olmayanların Artışı

Türkiye’deki genç nüfus, eğitim ve istihdam açısından büyük bir sıkıntı içindedir. 15-24 yaş aralığındaki gençlerin büyük bir kısmı ya eğitimde ya da istihdamda yer almamaktadır. Bu kesimde, özellikle yükseköğretim mezunlarının oranındaki artış dikkat çekmektedir. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı, okur-yazar olmayanlar arasında yüzde 84'e kadar çıkarken, lise altı eğitimlilerde bu oran yüzde 18,8, lise mezunlarında ise yüzde 29,6'dır. Mesleki veya teknik lise mezunlarında bu oran yüzde 30,2 olarak görülmektedir. Yükseköğretim mezunlarının ne eğitimde ne istihdamda olan oranı ise yüzde 36,3 olarak kaydedilmektedir. Bu da, üniversite eğitimi almış bireylerin dahi, iş gücü piyasasına katılma konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu göstermektedir.

Cinsiyet Bazlı Farklılıklar ve Kadınların Durumu

15-24 yaş grubundaki genç nüfus arasında eğitimde ve istihdamda yer almayanların oranı, cinsiyet bazında da önemli farklılıklar göstermektedir. 2024 yılı verilerine göre, erkeklerde bu oran yüzde 18,3 iken, kadınlarda yüzde 34,9'a çıkmaktadır. Bu, eğitimde ve istihdamda yer almayan kadınların oranının erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu ve genç kadınların iş gücü piyasasında daha fazla zorlukla karşılaştığını ortaya koymaktadır. Eğitim seviyesi arttıkça bu fark daha da belirginleşmektedir. Lise mezunları arasında erkeklerde yüzde 22,5 olan bu oran, kadınlarda yüzde 37,1'e çıkmaktadır. Mesleki veya teknik lise mezunlarında ise erkeklerde bu oran yüzde 20,8 iken, kadınlarda yüzde 43,4 seviyesine ulaşmaktadır. Üniversite mezunu gençler arasında da benzer bir tablo mevcuttur. Üniversite mezunu erkeklerin ne eğitimde ne istihdamda olma oranı yüzde 26,4 iken, bu oran kadınlarda yüzde 42,5'e çıkmaktadır.

Türkiye'de üniversite mezunu işsizlik oranlarının artışı, hem eğitim sisteminin hem de iş gücü piyasasının mevcut durumu hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Eğitimli bireylerin iş gücü piyasasına katılma konusunda yaşadığı zorluklar, daha geniş çaplı bir ekonomik yapısal sorunu işaret etmektedir. Bu sorunun çözülmesi için eğitim ile iş gücü arasındaki ilişkiyi güçlendirecek politikaların geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Kaynak: Haber Merkezi