Piyasalarda Trump ve TCMB'nin Faiz Kararına Odaklanılıyor
Küresel piyasalarda önümüzdeki günlerde gözler, ABD'de 20 Ocak'ta görevi devralacak olan Donald Trump'ın politikalarına ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararına çevrilecek. Trump’ın başkanlık dönemi ile küresel ticaretin yönü, özellikle enflasyon ve ekonomik büyüme gibi konular üzerindeki etkileri ile belirsizlikler, yatırımcıların kararlarını şekillendiren en önemli faktörlerden biri olmaya devam ediyor. Öte yandan, ABD'deki enflasyon verileri ve merkez bankasının para politikaları, küresel ekonomik dengelerin nasıl evrileceği konusunda ipuçları veriyor.
Trump'ın Başkanlık Dönemi ve Küresel Ekonomiye Olası Etkileri
Donald Trump’ın 20 Ocak’ta başkanlık görevini devralacak olması, sadece ABD değil, tüm dünya ekonomisini etkileyecek olası değişiklikleri gündeme getiriyor. Trump’ın, daha önceki başkanlık döneminde izlediği korumacı politikaların yeniden gündeme gelip gelmeyeceği, küresel ticaret ilişkileri ve mali politikalar üzerindeki etkileri büyük bir merak konusu. Özellikle Trump’ın, Hazine Bakanlığı için Amerikalı yatırımcı Scott Bessent'i aday göstermesi, ekonomistler tarafından olumlu karşılanmış durumda. Bessent'in büyüme yanlısı politikalar ve vergi indirimi önerileri, ekonominin daha hızlı büyümesini sağlayabilir. Ancak, Trump'ın politikalarının küresel ticaret dengesine yönelik olası etkileri, yatırımcıların kararlarını zorlaştırmaya devam ediyor. ABD ile Çin gibi büyük ekonomiler arasındaki ilişkilerde yaşanabilecek gerilimler, ticaret savaşlarının yeniden alevlenmesi riski, piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir.
TCMB'nin Faiz Kararına Yönelik Beklentiler
Yurt içinde, TCMB'nin 2025 yılına yönelik alacağı faiz kararları, ekonomik dengeleri şekillendiren kritik faktörlerden biri olmayı sürdürüyor. Piyasaların dikkatle izlediği bu karar, özellikle enflasyonla mücadele ve ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda büyük önem taşıyor. Ekonomistler, TCMB'nin ocak ayında politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 45 seviyesine çekmesini bekliyor. Türkiye'deki enflasyon oranı, merkez bankasının alacağı kararlarla doğrudan ilişkilidir ve faiz indiriminin ardından ekonominin nasıl etkileneceği yatırımcılar tarafından merakla izleniyor. Bunun yanı sıra, piyasa beklentileri, Türk lirasının değer kaybı, Dolar/TL kuru gibi değişkenleri etkileyebilir. Önde gelen ekonomik göstergelerle birlikte, merkez bankasının faiz politikalarının yönü, Türkiye ekonomisi için belirleyici olacaktır. Ekonomistlerin yıl sonu için faiz beklentileri ise yüzde 30 seviyelerine gerilemiş durumda.
ABD ve Avrupa'daki Ekonomik Gelişmelerin Piyasalara Yansımaları
Küresel piyasalarda ABD ve Avrupa ekonomilerinden gelen veriler de yatırımcıların dikkatini çekiyor. ABD'deki enflasyon verilerinin olumlu olması ve sanayi üretiminin beklenenden güçlü gelmesi, piyasalarda pozitif bir hava yaratırken, yatırımcıların risk iştahını artırdı. ABD'nin 10 yıl vadeli hazine tahvili faizi, geçtiğimiz hafta en yüksek seviyelerini görerek küresel finansal piyasalarda yön arayışına neden oldu. Bunun yanı sıra, Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanının açıklamaları da dikkatle izleniyor. Avrupa'da enflasyonun kontrol altına alınmasıyla birlikte faiz oranlarının düşürülmesi ihtimali, bölge ekonomisinin toparlanma sürecini hızlandırabilir. Almanya'nın ekonomik büyüme verileri, Avrupa'daki mali politika açısından belirleyici olacakken, İngiltere ekonomisi ise zayıflama belirtileri gösteriyor. Ancak, büyük bankaların finansal sonuçları, borsalarda pozitif bir etki yaratmaya devam ediyor.
Küresel Ekonomik Belirsizlikler ve Piyasa Tepkileri
Piyasalarda yaşanan belirsizlikler, Trump'ın başkanlık döneminin etkileri ve TCMB'nin faiz kararları gibi faktörler, 2025 yılı için ekonomik tahminleri ve yatırım stratejilerini şekillendiriyor. Küresel ticaretin geleceği, enflasyon ve faiz politikaları, dünya ekonomisini belirleyecek temel parametreler olmaya devam edecek. Yatırımcılar, Trump'ın yönetimi altındaki ABD politikalarını dikkatle izlerken, TCMB'nin faiz kararları da Türkiye ekonomisinin gidişatını etkileyebilir. Küresel ekonomideki büyüme beklentilerinin düşmesi ve olası ekonomik daralmalar, piyasalarda risk iştahını değiştirebilir. Bu süreçte, merkezi bankaların uygulayacağı para politikaları ve küresel ticaret politikaları, piyasa oyuncuları için belirleyici faktörler olacaktır.