İşverenlerin Zorluk Yaşadığı Meslek Grupları

Türkiye’de istihdam dinamiklerini gözler önüne seren 2024 yılı İşgücü Piyasası Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından kamuoyuna duyurulan rapor, işverenlerin hangi meslek gruplarında personel arayışında olduğunu net biçimde ortaya koydu. İŞKUR koordinasyonunda hazırlanan bu geniş çaplı çalışma, ülke genelindeki yaklaşık 86 bin iş yeriyle yapılan birebir görüşmelerin verilerine dayanıyor. Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, açık iş pozisyonlarının yoğunluk gösterdiği alanların başında imalat sektörünün gelmesi oldu. Bu durum, üretim odaklı sanayinin halen Türkiye ekonomisindeki kilit rolünü koruduğunu işaret ediyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nda Bir Devir Sona Erdi: Klaus Schwab Görevini Bıraktı Dünya Ekonomik Forumu’nda Bir Devir Sona Erdi: Klaus Schwab Görevini Bıraktı

Öne çıkan meslekler arasında ise hem hizmet hem de üretim sektöründen çeşitli alanlar bulunuyor. Garsonluk, dikiş makinacılığı, satış danışmanlığı, temizlik hizmetleri ve gazaltı kaynakçılığı gibi işler en çok ihtiyaç duyulan pozisyonlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra kasiyerlik, ağır yük taşımacılığı yapan şoförlük, paketleme işçiliği, konfeksiyon sektörü çalışanları ve yolcu taşıma alanında görev yapan sürücüler de yüksek talep gören diğer meslekler arasında sıralanıyor. Bu veriler, hem hizmet sektöründeki personel ihtiyacına hem de üretim süreçlerinde nitelikli iş gücüne duyulan talebin sürdüğüne işaret ediyor.

Araştırma sadece açık pozisyonlara değil, aynı zamanda işverenlerin personel temininde yaşadığı güçlükleri de ele alıyor. Rapora göre, en zor bulunan meslek grubu servis elemanları olarak da bilinen garsonlar oldu. Bunu sırasıyla sıvacılar, dikiş makinacıları, kaynakçılar ve temizlik görevlileri izliyor. Bu mesleklerin ortak noktası ise belirli bir teknik beceri ya da fiziki efor gerektirmeleri. Sadece nitelikli işgücü değil, aynı zamanda bu işlere uzun süreli bağlı kalacak istikrarlı çalışan bulmak da işverenler açısından ayrı bir sorun haline gelmiş durumda.

Zorluk yaşanan meslekler listesinde ayrıca aşçılar, satış danışmanları, yük ve yolcu taşımacılığı yapan şoförler ile gazaltı kaynakçıları da yer alıyor. Bu tablo, yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda pratik tecrübenin de büyük önem taşıdığı mesleklerde işgücü açığının sürdüğünü gözler önüne seriyor. Özellikle genç nüfusun bu meslek gruplarına yönlendirilmesi ve bu alanlarda mesleki eğitim programlarının artırılması, iş piyasasında yaşanan bu dengesizliği azaltmak adına önemli bir adım olabilir.

Hizmet sektörünün yanı sıra, imalat sanayisinin farklı kollarında da benzer zorlukların yaşandığı görülüyor. Nitelikli eleman sıkıntısı, sadece işletmelerin üretim kapasitelerini sınırlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda rekabet gücünü de olumsuz etkileyebiliyor. Bu bağlamda, işverenlerin nitelikli işgücü bulamaması, ülke ekonomisi genelinde büyümeyi yavaşlatabilecek potansiyele sahip.

Geleceğin Meslekleri: Dijital ve Sağlık Sektörü Öne Çıkıyor

İşgücü Piyasası Araştırması'nın dikkat çeken bir diğer yönü ise geleceğe dönük projeksiyonları oldu. İşverenlerin önümüzdeki on yıl içerisinde en çok ihtiyaç duyacağını öngördükleri meslekler arasında teknoloji ve sağlık sektörü ağırlık kazanıyor. Dijitalleşmenin hızla yaygınlaştığı günümüzde, yazılım mühendisleri ve yapay zekâ uzmanları başı çekerken, e-ticaret uzmanlığı ve bilişim sektöründeki diğer uzmanlık alanları da önemli bir yer tutuyor. İnşaat mühendisliği gibi klasik mühendislik dalları ise artan altyapı yatırımları ve şehirleşme süreçleriyle birlikte önemini koruyor.

Listeye ayrıca yapay zekâ geliştiricileri, dil ve konuşma terapistleri ile CNC operatörleri gibi daha teknik ya da uzmanlık gerektiren meslekler de dahil edildi. Bu mesleklerin ortak özelliği ise yüksek teknoloji bilgisi ya da özel eğitim gerektirmesi. Özellikle yapay zekâ ve veri bilimi gibi alanlarda yaşanan hızlı ilerleme, bu tür mesleklerin daha da cazip hale gelmesine yol açıyor. Aynı zamanda bireylerin kariyer planlamalarını bu doğrultuda yapmaları, iş piyasasındaki rekabet avantajlarını da artırabilir.

Elde edilen veriler, Türkiye’de işgücü piyasasında yaşanan dönüşümün yönünü belirlemesi açısından büyük önem taşıyor. Geleneksel meslek gruplarındaki personel ihtiyacının devam etmesi, kısa vadede mesleki eğitimin önemini artırırken; dijitalleşme ile birlikte yükselen yeni meslekler ise uzun vadeli planlamalarda göz önünde bulundurulması gereken önemli başlıklar olarak öne çıkıyor. Bu iki yönlü eğilim, işgücü piyasasında hem arzın hem de talebin yeniden şekillenmekte olduğunu açık bir şekilde gösteriyor.

Kaynak: Haber Merkezi