Dışişleri Bakanlığı, Hollanda'da Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği ile İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi bazı ülkelerin Büyükelçilikleri önünde gerçekleşen ve Kur'an-ı Kerim'i hedef alan saldırıları keskin bir şekilde kınadı. Bakanlık tarafından yapılan resmi açıklamada, "Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik bu aşağılık saldırıları en güçlü biçimde lanetliyoruz" ifadesine yer verildi.
Söz konusu saldırılar, dinlerin saygı görmesi gerektiği ve insanların inançlarına saygı duyulması gerektiği evrensel değerlere aykırı bir şekilde gerçekleşti. Bakanlık açıklaması, bu tür eylemlerin hem insanların dini inançlarına hem de toplumlar arası ilişkilere ciddi zarar verdiğini vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi diğer ülkelerin temsilcilikleri, bu tür saldırıların kabul edilemez olduğunu ve kınandığını açıkça ifade ettiler. İnsanların inançlarına saygı gösterme ve hoşgörüyü teşvik etme gerekliliği, bu tür olayların ardından daha da önemli hale geliyor.
Art Arda Tepkiler
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği önünde gerçekleşen kutsal kitap Kur'an-ı Kerim'e yönelik hakaret içeren alçakça saldırıyı şiddetle kınadı. Başkan Kurtulmuş, bu tür eylemi gerçekleştiren İslam düşmanı bir faşistin, inançlara saygısızlıkta bulunmasını ve bunu cesaretle yapmasını şiddetle eleştirdi.
Ayrıca, Kurtulmuş açıklamasında, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü, inanç ve kültürlere saygı gibi Avrupa'nın bir araya getirici ilkelerinin, özellikle İslam ve Müslümanlar konusunda eksik olduğunu ve bu tür provokatif eylemler karşısında Batı ülkelerinin sessiz kaldığını vurguladı. Bu durumun, Avrupa'nın geleceği açısından utanç verici ve kaygı verici olduğuna dikkat çekti.
Başkan Kurtulmuş, Türkiye olarak bu tür menfur olaylar karşısında durmaya devam edeceklerini ve manevi değerleri ile Avrupa'daki soydaşlarını ve dindaşlarını İslamofobiye ve ayrımcılığa karşı koruma taahhüdünde bulundu. İnsanlık için olumlu bir sonucun çıkacağını ve Kur'an'ın ışığının tüm insanlığa yol göstermeye devam edeceğini vurguladı. Bu açıklama, inanç özgürlüğünün ve insan haklarının korunması konusundaki kararlılığını ifade ediyor ve bu tür nefret eylemlerine karşı duruşunu açıkça ortaya koyuyor.