Aksu’da domates tarlada kaldı: Çiftçi üretimden vazgeçiyor
Antalya’nın Aksu ilçesinde domates üreticileri büyük bir ekonomik çıkmazın içinde. Özellikle kokteyl domates üreticileri, artan maliyetlere rağmen ürünlerinin hak ettiği değeri bulamamasından şikayetçi. Yurtpınar Mahallesi’nde 5 dönüm arazi üzerinde tarım yapan ve 20 yıldır seracılık yapan Mustafa Güvendir isimli üretici, yaşadığı ekonomik baskı nedeniyle ürünlerini dalında bırakmak zorunda kaldı. Güvendir’in anlattıklarına göre, sezon başında kilogramı 70 liradan satılan kokteyl domates, şu anda hal pazarlarında sadece 15 liraya alıcı bulabiliyor. Ancak bu rakam, üretim maliyetlerini bile karşılamaktan çok uzak.
Girdi maliyetlerinin sürekli artış gösterdiğini belirten Güvendir, özellikle naylon, gübre, işçilik ve enerji fiyatlarındaki yükselişin kendilerini zorladığını vurguladı. Bir kilo naylonun 100 TL’yi bulduğunu söyleyen tecrübeli çiftçi, bir kilo naylon alabilmek için neredeyse yedi kilo domates satması gerektiğini ifade ederek, üreticinin yaşadığı sıkıntıyı çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Halde alıcı bulamayan domatesler dalında çürümeye terk edilirken, Güvendir son bir buçuk aydır hasat yapmadığını belirtiyor. Ürününü hale gönderse bile ya alıcı bulamıyor ya da fiyatlar maliyetin bile altına düşüyor. Bu nedenle birçok çiftçi gibi o da tarımdan çekilmeyi ciddi şekilde düşünmeye başlamış durumda.
İhracat durmuş, iç piyasada fiyatlar yerle bir
Kokteyl domateste daha önce bu denli büyük bir kriz yaşamadığını dile getiren Güvendir, uzun yıllardır yaptığı seracılık faaliyetlerinin artık sürdürülebilir olmaktan çıktığını ifade ediyor. Özellikle ihracata gönderilen ürünlerde yaşanan durağanlık, iç piyasada da fiyatların yerle bir olmasına neden olmuş durumda. İhracatçıların domatese ilgi göstermemesi, iç pazardaki fiyatları daha da baskılıyor. Bu da üreticinin elini kolunu bağlıyor. Güvendir gibi binlerce çiftçi, yıllarca emek verip ürününü yetiştiriyor ama bu emeğin karşılığını almak bir yana, zararla sezonu kapatmak zorunda kalıyor.
Domatesin halde 15 TL’ye kadar gerilediğini dile getiren üretici, bu fiyatla üretimin imkansız hale geldiğini söylüyor. Güvendir’in ifadesine göre domatesin kilogram başı maliyeti en az 30-35 TL. Ürününü 15 liraya satması ise doğrudan zarar anlamına geliyor. Bu noktada üretici açısından devam etmek artık bir tercih değil, neredeyse imkansızlık haline gelmiş. Çiftçi, seracılığı bırakmayı düşündüğünü, başka geçim yolları aramak zorunda kaldığını çünkü ailesinin, özellikle de çocuğunun geleceğini düşünmek zorunda olduğunu dile getiriyor. Geçmişte umutla girilen sezonlar, artık umutsuzluk ve kaygıyla tamamlanıyor. Aksu’daki birçok üretici gibi Güvendir de destek bulamazsa tarımı bırakmak zorunda kalacağını açıkça söylüyor.
Tarladan markete uzanan zincirde fahiş fark
Üretici açısından en büyük soru işaretlerinden biri de tarladan market rafına kadar olan süreçte yaşanan fiyat uçurumu. Mustafa Güvendir, domatesi 15 TL’ye sattığını ama bu ürünün market raflarında 70 TL gibi yüksek bir fiyattan tüketiciyle buluştuğunu söylüyor. Bu büyük fark, hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur olduğunu ortaya koyuyor. Aradaki farkı kimlerin kazandığı, bu zincirin hangi halkasında haksız kazanç elde edildiği sorusu ise cevapsız kalıyor.
Güvendir, “Domatesin maliyeti 35 TL, satış fiyatı 15 TL ama markette 70 TL. Bu farkı kim yiyor?” diyerek tepkisini açıkça dile getiriyor. Bu durum yalnızca üreticiyi değil, tüketiciyi de doğrudan etkiliyor. Tarlada çürüyen ürünün tüketiciye bu kadar pahalı ulaşması, gıda sistemindeki dengesizlikleri gözler önüne seriyor. Tarımsal üretime değer verilmediği sürece bu tür durumların devam edeceği aşikâr. Çiftçi ise üretime devam edebilmek için destek bekliyor. Aksi halde hem üretim azalacak hem de gıda güvenliği tehlikeye girecek. Güvendir’in “Bugün çiftçisini hor gören, yarınını zor görür” sözleri, aslında tüm tarım sektörünün içinde bulunduğu durumu özetler nitelikte.
Market raflarında fahiş fiyatlarla satılan ürünlerin, üreticiden neden bu kadar ucuza alındığı sorusu ise hala yanıt bekliyor. Aracıların, taşıma maliyetlerinin ya da market kâr marjlarının bu denli artışı açıklayıp açıklayamayacağı ise ayrı bir tartışma konusu. Ancak ortada bir gerçek var ki o da tarımın sürdürülebilirliği için ciddi bir yapısal dönüşüme ve üreticiye doğrudan destek sağlayacak politikalara ihtiyaç olduğu. Aksi halde, tarlada emeğiyle üretim yapan çiftçi kalmayacak ve gıda fiyatlarındaki uçurum daha da büyüyecek.