Kısmi Süreli Sözleşmelerde Eşitlik Esası Ne Anlama Geliyor?

Türkiye'de son yıllarda giderek artan bir şekilde tercih edilen yarı zamanlı istihdam modeli, özellikle gençler, öğrenciler ve ek gelir elde etmek isteyen bireyler arasında oldukça yaygın hale geldi. Ancak bu çalışma biçiminin avantajlarının yanı sıra bazı ciddi dezavantajlar da barındırdığı unutulmamalıdır. Özellikle part time çalışanların haklarını yeterince bilmemesi, yasal hak kayıplarına neden olabiliyor. Yasal çerçevede yarı zamanlı çalışmayı tercih eden bireylerin, tam zamanlı çalışanlarla birçok konuda eşit haklara sahip olduğu gerçeği, ne yazık ki hem işverenler hem de çalışanlar tarafından sıklıkla göz ardı ediliyor. Çalışma saatleri haftada 30 saati geçmeyen çalışanlar, İş Kanunu çerçevesinde "kısmi süreli" çalışan olarak tanımlanıyor ve bu statü birçok yasal güvenceyi de beraberinde getiriyor. Bu nedenle part time işlerde görev alan bireylerin yasal haklarını bilmeleri, iş hayatında karşılaşabilecekleri mağduriyetleri önlemek açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye’de 2025 Yılında Satılan En Uygun Fiyatlı Sıfır Otomobiller: Fiyatlar Neden Bu Kadar Yükseldi? Türkiye’de 2025 Yılında Satılan En Uygun Fiyatlı Sıfır Otomobiller: Fiyatlar Neden Bu Kadar Yükseldi?

İş Kanunu'nda açıkça belirtilen bir hüküm olan kısmi süreli iş sözleşmesi, haftalık normal çalışma süresi 30 saatten az olan işler için yapılan anlaşmaları ifade eder. Bu sözleşmelerle çalışan bireylerin, tam zamanlı çalışanlarla aynı sosyal ve ekonomik haklara sahip olmaları esas alınır. Yasalar, işverenin part time çalışana farklı ya da ayrımcı bir uygulama yapmasını engelleyecek şekilde düzenlenmiştir. Eşitlik ilkesi gereğince, aynı iş yerinde aynı işi yapan tam zamanlı bir çalışanın hangi haklara sahipse, aynı işi daha kısa süreyle yapan yarı zamanlı bir çalışanın da orantılı biçimde bu haklara sahip olması gerekir.

Bu durum ücretlendirme açısından da netlik kazanmıştır. Tam zamanlı bir çalışanın günde 8 saatlik bir emeğe karşılık aldığı maaş ve yan haklar, yarı zamanlı olarak günde 4 saat çalışan kişi için, çalışma süresine orantılı şekilde hesaplanır. Aynı iş, aynı sorumluluk ve benzer yetkinliklerle yapılıyorsa, alınacak ücretin ve diğer sosyal hakların da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekir. Ayrıca işverenin, işyerinde açık bir tam zamanlı pozisyon oluştuğunda yarı zamanlı çalışanların bu pozisyonlara geçme taleplerini değerlendirme yükümlülüğü vardır. Tersine bir durum söz konusu olduğunda, yani tam zamanlı çalışan biri kısmi süreli çalışmaya geçmek isterse, bu talebin de benzer bir hassasiyetle dikkate alınması gerekir.

İzin ve Tazminat Hakları Part Time Çalışanlar İçin De Geçerli

Kısmi süreli çalışan bireylerin yıllık izin hakları, iş kanununda yer alan koşullar doğrultusunda tam zamanlı çalışanlarla aynıdır. Bir iş yerinde bir yıl boyunca çalışan herkes gibi part time çalışanlar da yıllık izin hakkı kazanır. Bu izin süresi, işçinin çalışma süresine ya da haftada kaç gün çalıştığına göre değişiklik göstermez. Yani bir part time çalışan, haftada üç gün çalışıyor olsa dahi, yıl sonunda yıllık ücretli izin hakkını diğer çalışanlarla aynı şekilde kullanma hakkına sahiptir.

Bu izinler genellikle çalışanın aktif olarak görev yapmadığı günlere denk getirilir. Ancak kullanılmayan yıllık izinlerin, iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda ücrete çevrilerek çalışana ödenmesi yasal bir yükümlülüktür. Kıdem tazminatı hakkı da bu kapsamda değerlendirilir. Aynı iş yerinde en az bir yıl çalışmış olan yarı zamanlı çalışanlar, işten haksız yere çıkarıldıklarında ya da haklı bir nedenle istifa ettiklerinde kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatı miktarı, çalışanın iş yerindeki süresi ve aldığı brüt ücret dikkate alınarak hesaplanır.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer detay ise iş sözleşmesinin fesih şeklidir. Eğer işveren, part time çalışanı haklı bir neden göstermeden işten çıkarırsa, kıdem tazminatı yükümlülüğü doğar. Aynı şekilde, çalışanın haklı sebeplerle işi bırakması durumunda da bu hak geçerliliğini korur.

Sigorta Primleri ve Emeklilik Süreci Nasıl İşliyor?

Yarı zamanlı istihdam edilen bireylerin en çok merak ettiği konulardan biri de sosyal güvenlik sistemine dahil olup olamayacaklarıdır. Bu konuda da yasa oldukça net bir çerçeve çizer. Her part time çalışanın, sigorta kapsamında değerlendirilmesi yasal bir zorunluluktur. İşveren, çalıştırdığı kısmi süreli personelin sigorta primlerini düzenli olarak yatırmakla yükümlüdür. Sigorta prim günü hesaplanırken, çalışanın ay boyunca toplam kaç saat çalıştığı esas alınır ve bu süre 7,5 saate bölünerek kaç günlük sigorta primi yatırılması gerektiği hesaplanır.

Bazı özel sektörlerde, örneğin denizcilik ya da basın gibi alanlarda ise bu hesaplama 8 saatlik tam günlük çalışma esas alınarak yapılır. Ay içerisinde 7,5 saatten az süren bir çalışma bile olsa, bu süre bir güne tamamlanarak sisteme dahil edilir. Bu uygulama sayesinde part time çalışanlar da emeklilik hakkı kazanabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, prim günü sayısının emeklilik yaşı ve süresine doğrudan etki ettiğidir. Ne kadar az gün yatırılırsa, emeklilik süreci de o ölçüde uzayacaktır. Dolayısıyla yarı zamanlı çalışanlar, daha uzun sürede emekli olabilirler. Bu nedenle mümkün olduğunca eksiksiz prim yatırılması, uzun vadede büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Kaynak: Haber Merkezi